Deneyimli yazar Gençca, Truva bölgesinin bir çok kısmında altın çıktığını ve tarihsel verilere bakıldığında Çanakkale’nin yer altı zenginlikleri arasında altının da bulunduğunu ifade etti. Gençcan,  bununla ilgili çalışmaların başlatılmasını istediğini ve Çanakkale’nin altın madenciliği ile daha refah günlere ilerlemesi gerektiğini anlattı.
Gençcan yetkililere seslenerek Çanakkale’de altın madenciliğinin başlatılmasının önemli olduğunu vurguladı. Altının güncel hayattaki önemi anlatan Gençcan, “Güncel hayatımızda altının yeri, kullandığımız paradan daha kıymetlidir. Altını her yerde bozdurabilirsiniz. Mutlu bir günde size takdim edilen bir hediye altındır. Ayrıca ebediyen parmağınıza taktığınız bir halkanın altın olduğunu, boynunuza takılan bir madalyanın altın olduğunu söylemek isterim. Altın madenlerin en kıymetlisi sosyal hayatımızın en büyük dayanak direğidir” dedi.

Gençcan dünyada yer altı zenginliklerinin önemini yapılan savaşlardan anlaşılabileceğini söyleyerek, “Dünyada savaşlar oluyor ama toprak için değil, toprağın altındaki zenginlikler için oluyor. Mesela, petrol ve su üzerine oluyor. Devletin en büyük kaynağı altındır. Fakat toprak altında durduğu müddetçe işe yaramaz çıkarılıp işlenmesi gerekir.
Tarihe bakıldığında eski zamanlarda da altın madenine sahipse oraya hâkim oluyor ve böylece devletçik kuruyordu. Anadolu’da ise birçok devletçikler var ve bunların sahip olduğu altınlar dışarıdan gelmedi. Çanakkale’de de yöresel olarak altın var. Truva’da külçe külçe altın çıktı. Karabiga’dan başlayın Assos’a kadar bütün sahilde devletçikler var ve hepsinde altın para var. Çanakkale’de madenciliğe toprak üstünde çıkan kömürle başladık. Daha sonra kurşunumuz çıktı. Lapseki’nin üst tarafında altını bulmak zor değil. Çanakkale’de altın var” ifadelerinde bulundu.

“Milattan 3 bin yıl evvel kurulmuş bir Dardanos var. Dardanos’da bir mezar açıldığı zaman altın kolyeler çıktı. Bu altınların dışarıdan gelmesi mümkün değil” diyen Gençcan, “Bunları araştırılıp, bulunması lazım. Bunlar bulunmadıkça devletimizin direkleri yıkılır. Bunların da ortaya çıkması lazım” dedi.
Vatandaşların korkularının siyanür kullanılması üzerinde konuşan Gençcan, “Siyanür zehir diye gürültü yapıyorlar. Siyanürün kökü geçmişi olmayan bir zehir. Siyanürün birçok kullanım alanı var. Fotoğrafçılıkta da kullanılır. Ama bunun bir dozu var. Eskiden bu teknoloji olmadan nasıl çıkarıyorlardı, bunu bulup çözmek lazım. Diğer devletler Bundan 50 sene evvel siyanür kullanılıyordu. Şuanda kullanmıyor” şeklinde konuştu.
Madenciliğin gelişmesini istemeyen güçlerin vatandaşları korkuttuğunu söyleyen Gençcan, “Altın madenciliği doğaya zarar değil, zararı olmadan bu iş halledilebilir. Kafalardaki imajı silmek yeni bir imaj getirmek gerekir. Madem altın üzerine bir atılım var, görelim görmeden karar verilmemeli. O zaman zararı varsa tepki gösterilim, hep birlikte itiraz edelim” tavsiyelerinde bulundu.

Altın madenciliğinin Çanakkale’de üstlenebileceği rolünden bahseden Gençcan, “ Çanakkale 3 bin yıllık geçmişi ile başlar, sonra 100 yıllık Çanakkale Savaşları ile altındır. Zihinlere kazanan bir kenttir. Kentimiz sadece bununla kalmıyor. Çanakkale, devlete destek olacak olan yöresel bir bölge. Bu maden çıkarılırsa buradaki insan faydalanır, kente refah gelir. Ufak ufak başlayarak işsizlik biter. Birbirini destekleyen kurumlar var. Bütün işkolları harekete geçer. Devletimize de katkımız olacak, Çanakkale’ye de yatırımlar doğacak. İşsiz olan birçok genç için çalışma imkânı doğacak” diye konuştu.
 


Kaynak: Haber Merkezi